Sharon Stone’nun adını her duyduğumuzda hâlâ aklımıza, onu dünya çapında bir yıldıza dönüştüren 1992 yapımı Temel İçgüdü filmi geliyor. Onu hem Hollywood’un ağır toplarından biri yapan hem de hayatında büyük sorunlara yol açan Temel İçgüdü, Sharon Stone için aynı anda bir şans ve aslında yıllar boyunca peşini bırakmayan bir lanet.
Adını dünyaya ezberleten film onun en büyük kâbusu haline geldi…
Dışarıdan bakıldığında herkese çekici gelen bu ün ve şöhret gerçekte Sharon Stone’a sektörde bir isim kazandırmış olsa da büyük kayıplara da yol açtı. Geçtiğimiz günlerde bu konuyla ilgili yaşadığı kâbus dolu günleri anlatan Stone; Temel İçgüdü filmi yüzünden en büyük oğlunun velayetini dahi kaybettiğini itiraf etmişti.
Velayet davasında hakim Sharon Stone’un oğluna “Annenin seks filmleri yaptığını biliyor muydun?” diye sormuş, bir yandan çocuğun büyük bir travma yaşamasına sebep olurken bir yandan da aslında Stone’u haksız suçlamaların kurbanı yapmıştı. Stone’a göre sistem onu oynadığı filmle haksız bir şekilde yargıladı.
Büyük başarılar kazandığı ve giderek yükselen kariyeri ölümden döndüğü gün bitmiş gibi oldu
“Ben sadece birkaç saniye çıplaklık sergilediğim bir rol yüzünden çocuğumun velayetini kaybetmiştim. Şimdiyse insanlar normal kanallarda, herhangi bir televizyon programında üzerlerinde hiçbir şey olmadan salınıp duruyorlar.” diyen Sharon Stone’un hayatındaki tek trajedi de bu değil üstelik.
90’larda başladığı kariyer yükselişinde dönemin seks sembolü haline gelen ve aranan kadın oyuncularından biri olmayı başaran Sharon Stone 2001’de beyin kanaması geçirdi. 9 gün boyunca verdiği yaşam mücadelesini kazanacaktı ancak bu korkunç günler ona yıllarca verdiği emeğin çöpe gitmesi olarak dönecekti.
Sharon Stone yıllardır kendini yeniden var etmeye uğraşıyor
“Hollywood neredeyse 20 yıl boyunca beni görmezden geldi.” diyor Sharon Stone o günleri anlatırken: “Çok büyük bir film yıldızıydım. Sonra her şeyimi kaybettim.” Stone’un tamamıyla iyileşmesi 7 yılı bulmuştu. 2 yıl boyunca hiç çalışmayıp sağlığına tam anlamıyla kavuşmayı bekledi. 2 yıl geçtikten sonra da artık kapısını çalan kalmamıştı…
Sharon Stone yaşadığı büyük sağlık problemini ve ölümden dönüşünü saklamaya da çalışmıştı. “Başınıza böyle bir şey gelirse sizi görmezden gelmeye başlarlar. Bunu biliyordum. Ve aynen de öyle oldu. Yıllarca kimse benimle çalışmak istemedi. Lady Diana’yı hatırlıyorum. İkimiz de çok ünlüydük. O öldü ve sanki kurtuldu. Bense ölümden kurtuldum ve unutuldum”.
Beyin kanaması geçirerek ölümden dönen ve kanser de atlatan 65 yaşındaki yıldız oyuncu gençliğinde defalarca düşük yapmış, biyolojik olarak anne olması imkansız hale gelince üç erkek çocuk evlat edinmişti
Temel İçgüdü’de yakaladığı başarının ardından 1996’da Martin Scorsese’nin yönettiği Casino filminde Robert De Niro ve Joe Pesci ile başrol oynamış ve bu rolüyle bir Altın Küre ödülü bir de Oscar adaylığı kazanmıştı. Ancak ne bu ödüller ne güzelliği ne de yeteneği yetmedi. Ve bir zamanların büyük yıldızı yeni projeler bulamadıkça giderek söndü.
Stone, sağlığına kavuşup yeniden başrollerde oynayacağı Hollywood yıldızlığı mertebesine ulaşmak için çabaladı; birkaç filmde de başrol kaptı kapmasına. Ancak bu filmler gişede isteneni veremedi ve Sharon Stone kendi deyimiyle her şeyini kaybetti. “Film işinde kendimi birden sıranın en sonunda bekleyen biri olarak buldum. Kendimi baştan yaratmak zorunda kaldım.” Diye tarif ediyor usta aktris yaşadığı durumu.
Sharon Stone artık bağımsız projelerde ve dizilerde daha çok karşımıza çıkıyor
Sharon Stone, hastalığından sonra bir daha Altın Küre ya da Oscar adaylığı ya da ödülü kazanamadı. Bu ödüllere ulaşabileceği yapımlarda da yer alamadı doğrusu. Ama mesleğini çok seven usta oyuncu denemekten de vazgeçmiş değil. Hollywood ona sırtını döndükten sonra şansını küçük bütçeli bağımsız yapımlarda denedi.
Bir süredir de giderek büyüyen dizi piyasasında yer alıyor ve dijital platformların yapımlarında karşısına çıkan rolleri canlandırmaya devam ediyor. Hollywood ona vefasızlık yapmış olsa da Sharon Stone adını dünyaya unutturmamaya oldukça kararlı görünüyor…
